Yumurtalık kanseri
Over (yumurtalık) kanseri genellikle tümöre ait kitle ileri derecede büyüyüp, barsak ve mesane gibi organlara bası yapmaya başlaması ile bulgu vermekte, tespit edildiğinde hastalık ilerlemiş olmaktadır. Özellikle 40 yaşından sonra görülme sıklığı artar. Evlenmemiş olanlarda, doğurmamış olanlarda ve doğum kontrol hapı kullanmamış olanlarda daha sık görülmektedir.

Over kanseri nedenleri
Yumurtalık kanserinin oluşumuna neden olan faktörler günümüzde net olarak bilinmemektedir. Ancak over kanserlerinin yaklaşık %5-8 kadarını ailevidir, ailesel genetik değişiklikler sonucu meydana gelir. Ailevi over kanserlerinin BRCA 1 ve BRCA 2 genlerindeki değişiklikler sonucunda oluşmaktadır. BRCA 1 gen mutasyonu olanların %28 ile 44 ‘ünde, BRCA 2 gen mutasyonu olanların ise %28 ’inde yaşam boyu over kanseri oluşma riski vardır. BRCA 1 ve 2 gen mutasyonu olanlarda over kanseri yanında meme kanseri gelişme riski de önemli oranda artar. Ailevi over kanseri gelişme riski birinci ve ikinci derece akrabalarda over ve meme kanseri bulunma sıklığına göre artar.

Over kanseri belirtileri
Over kanseri sıklıkla hastalık ilerledikten sonra bulgu verir. Tümöre ait kitle ileri derecede büyüyüp barsak ve mesane (idrar kesesi) gibi organlara bası yapmaya başladıktan sonra rahatsızlıklar oluşmaya başlar. En sık görülen şikayetler; karında şişlik, karın ağrısı, hazımsızlık ve diğer sindirim sistemleri bozukluğu, sık idrara çıkma ve zayıflıktır. Over kanseri olan hastaların önemli bir bölümü aylarca devam eden hafif karın veya kasık ağrıları ile hazımsızlık şikayetlerini anlayamaz ve doktora gitmekte gecikir. Erken dönem over kanserleri çoğu zaman tesadüfen veya tarama sırasında saptanır.

Tanı
Over tümörlerinin tanısında rol oynayan en önemli tanı aracı jinekolojik muayenedir. Ancak özellikle şişman kadınlarda jinekolojik muayene çoğu zaman yetersiz kalır ve yanılgılara neden olur. Over tümörlerinin tanısında kullanılan diğer bir tanı aracı ultrasonografi olup, bu cihaz ile uterus ve overler kolaylıkla incelenebilir ve bu organlardaki en küçük anormallikler saptanabilir. Renkli Doppler ultrasonografi, esas olarak tümör içerisinde veya çevresinde tümörü besleyen damarlardaki akımsal değişkenleri ölçen bir sistemdir. Tümör damarlarındaki akımların normal damarlardan farklılığı doppler ultrasonografi ile tespit edilerek, tümörün iyi huylu veya kötü huylu bir tümör olup olmadığı araştırılır.

Over kanseri tanısında tümör belirteçleri ölçmeleri de kullanılır. Tümör belirteçleri tümör hücreleri tarafından üretilen ve kana verilen maddeler olup, bazı over kanserleri sıklıkla CA 12-5 olmak üzere, CA 19-9, CA 15-3, AFP, HCG ve CEA gibi tümör belirteçleri üretir. Bu belirteçler esas olarak hastalığın tedavi sonrası takibinde kullanılmakla birlikte over kanseri tanısında da kullanılırlar.

Tedavi
Over kanserinin öncelikli tedavisi cerrahidir. Ameliyatla tümörün çıkarılmasından sonra hastaların pek çoğuna özelliklerine göre kemoterapi olarak tanımlanan ilaç tedavisi uygulanır. Over kanserinin cerrahi tedavisinde iki temel amaç vardır. Bunlardan birincisi overlerdeki veya karın içerisindeki tüm tümöral odakları çıkarmak ve tümör çapını 1cm ’nin altına indirmektir. İkinci amaç kanserin yayılma olasılığının olduğu bölgelerden örnekler alarak bu bölgelerdeki mikroskopik tümör odaklarını saptamak ve buna göre cerrahi sonrası kemoterapi planlaması yapmaktır.

Over kanseri tedavisinde cerrahinin yanında kemoterapinin de önemli yeri vardır. Kemoterapi 3-4 haftada bir 6 kez uygulanır. Sonra gerekirse hastanın durumu uygunsa tedavi süresi uzatılır. Over kanserinin ne yazık ki günümüzde halen kesin tedavisi bulunamamıştır. Tümörün bir veya iki overde olduğu erken evre over tümörlerinde tedavi sonrası 5 yıllık yaşam şansı %90-95’ler civarındadır. Buna karşılık hastalık ilerledikçe bu oran %10’lara kadar inmektedir.

0 yorum:

Yorum Gönder